Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | yemek masası | dining table i. | ||
My view is that in certain Member States hunting brings an important extra source of food to the dining table. Benim görüşüm, bazı Üye Devletlerde avlanmanın yemek masalarına önemli bir ekstra besin kaynağı getirdiği yönündedir. More Sentences |
||||
Genel | yemek masası | dinner table i. | ||
Peace begins at the dinner table. Barış yemek masasında başlar. More Sentences |
||||
Furniture | ||||
Mobilya | yemek masası | dining-room table i. | ||
Don't put your belongings on the dining-room table. Eşyalarını yemek masasının üzerine koyma. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | yemek masası | triclinium i. | ||
Genel | yemek masası | board i. | ||
Furniture | ||||
Mobilya | yemek masası | mahogany i. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | hasta yemek masası | overbed table i. |
Genel | ağır bacakları olan dar ve uzun yemek masası | refectory table i. |
Genel | yemek servis masası | dresser [obsolete] i. |
Idioms | ||
Deyim | okul yemekhanesinde öğretmenlerin oturduğu yemek masası | high table i. |
Deyim | yöneticilerin oturduğu yemek masası | high table i. |
Furniture | ||
Mobilya | kolçaklı yemek masası sandalyesi | carver [brit] i. |
Mobilya | storlu yemek masası | extendable dining table i. |
Mobilya | kolsuz yemek masası sandalyesi | side chair i. |